Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu ve Cezası Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Bunlardan askerî yükümlülük bakımından millî güvenlik, kamu düzeni, devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin açıklanmaması amaçlarıyla sınırlama hâlleri önem arz etmektedir. Buna paralel olarak İç Hizmet Yönetmeliği’nin 7.maddesinde astların üstlerini çekiştirip onur kırıcı sözler söyleyemeyeceği, hükmüne yer verilmiştir[630]. Anayasa din ve vicdan hürriyetiyle ilgili bir sınırlama öngörmemekle beraber, bir kamu görevlisi olarak asker yükümlüleri de Anayasanın 129/I.maddesi[620] ile 211 sayılı İçHK’nun 35 ve 37. Maddelerine göre Anayasa’ya, kanunlara, millet ve Cumhuriyete sadâkat ve bağlılıkla hizmet görmek zorundadırlar. Bunun neticesinde de askerler, askerlik hizmeti esnasında verilen görev ve emirleri yerine getirirken dinî inanç ve kanaatleri doğrultusunda tarafgir hareket edemeyeceği gibi, askerlik için elzem birlik ve beraberlik prensibi ve disiplin esası gereği bu konulardaki düşüncelerini açıklayamaz. Örnek vermek gerekirse, askerler dinî inançlarına uygun bir kıyâfet giydirilmesini isteyemez veya askerî üniformayı giymeyi reddedemezler[621]. Haberleşmeye ilişkin anayasal ilke, hak sahibinin dilediği kimselerle istediği şekilde iletişiminin engellenmemesi ve üçüncü kişilerin girişimlerinden korunmasıdır.
Kanun maddesinin fıkralarına göre genel bir şema oluşturmak bakımından doktrinde Özgenç’in ayırımından yararlanılabilir. Bu yazımızda; özel güvenlik görevlilerinin, bir terör saldırısı neticesinde yaralanması, engelli duruma düşmesi gibi durumlarda, gazilik unvanı alıp, bu unvandan kaynaklanan haklardan yararlanıp yararlanamayacakları konusu, Anayasa, ilgili mevzuat ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun teklifleri kapsamında değerlendirilecektir. Adli tatil yaklaşırken; adli tatilde sürelerin işlemesi, duruşmaların görülmesi ve dosyaların incelenmesi konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlemesine ve tutuklu dosyalar yönünden sürelerin işleyip işlememesi ile ilgili olarak verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. Ceza dairelerinin kararlarına değinmek isabetli olacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Genel Hükümler” başlıklı birinci kitabının “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmının “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenen meşru savunma, meşru savunmada sınırın aşılması ve haksız tahrik müesseseleri, birbirinden ayrılması kolay olmayan Ceza Hukuku kurumlarıdır. Bu kurumların birbiri ile karıştırılması, yanlış anlaşılması veya somut olaya yanlış şekilde uygulanması sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Bu nedenle, bu kurumlar arasında farklılığın açık şekilde ortaya koyulması ve bu üç kurumun olması gerektiği biçimde anlaşılması önem arz etmektedir. Bu yazımızda; öncelikle bu üç kurumu ayrı ayrı kısaca açıklayacak, daha sonra ise birbirileri arasındaki farklılıklara değinerek hangi durumlara uygulanmaları gerektiğini izah edeceğiz. Yazımızda son olarak ise, ABD’de yaşanan Rittenhouse olayının Türk Hukuku açısından değerlendirilmesine yer vereceğiz. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda “genel arama” kavramı bulunmayıp, sadece “önleme araması” vardır.
Bu yeni nesil uyuşturucu ve uyarıcı maddeye, esrar kullanıcıları … Bu yazımızda üç ayrı konuya değinmek istiyorum.Bunlardan birincisi, sanık ve müdafiinden oluşan savunma makamının kovuşturma aşamasında dosyadan belge örneği almasının yasal dayanağı … Türkiye Cumhuriyeti kimisine göre özgürlükler, kimisine göre de sınırlamalar ülkesidir. Bir taraftan bildirimli olsun veya olmasın gerçek anlamda toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenleyenlere ve katılanlara aşırı güç kullanıldığını, diğer taraftan ise yakıp yıkan, ateşli silah, taş, sopa ve molotof kokteyli kullananlara “barış/çözüm süreci” adı altında dokunulmadığını veya dokunulamadığını görmekteyiz. Kimse; taş, ateşli silah, molotof kokteyli veya patlayıcı madde, kesici, delici veya yaralayıcı aletle katılmaya teşebbüs ettiği veya katıldığı bir toplantı veya gösteride silahsız ve saldırısız hareket ettiğini veya edeceğini, eyleminin barışçıl olduğunu iddia edemez.
- Buna bağlı olarak idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda yasa koyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir.”[47] Nitekim AYM benzer gerekçelere, daha önce imar para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesini görevli kılan 3194 sayılı yasanın 42.
- Türkiye’nin birçok ilçesinde dahi birden fazla asliye ceza mahkemesi vardır.
Kuşkusuz 477 sayılı Kanununda sayılan disiplin suçları bu kapsamın dışındadır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kararları incelendiğinde, Mahkeme kural olarak, 1602 Sayılı Kanundaki sınırlama nedeniyle disiplin cezalarının yargı denetimine tabi tutulamayacağına karar vermektedir.[745] Keza Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli devlet memurlarına verilen uyarma ve kınama cezaları[746] ile Askeri Ceza Kanunu 171. Maddesine bağlı Ek-1 cetveline göre verilen diğer cezalarda da inceleme kabiliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmektedir.[747] Ancak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin istisnai iki durumda istikrarlı olarak, disiplin cezalarına karşı yargı denetimi yasağına rağmen, açılan davaları esastan incelediği ve hatta iptal kararları verdiği görülmektedir. Askeri disiplin cezalarından, meslekten çıkarma cezalarının bazıları (YAŞ Kararları hariç), ve kişi özgürlüğünü sınırlayan cezalar bakımından 6. Maddenin uygulanma imkanı olan disiplin cezalarına karşı Sözleşme ile iç hukuk çatışması doğacak ve Anayasanın 90. Bu durumda “mahkemeye başvuru hakkı” gereği disiplin cezalarına karşı yargı yolu açılacaktır. Maddenin yargı denetimini genişletici etkisi olduğu söylenebilir. Konunun teknik boyutu, önemi ve uygulamada en çok tartışılan sorun olması nedeniyle kişi özgürlüğü başlığı altında aşağıda incelenecektir. Maddedeki hakkın bağımsız olup olmadığı konusunda farklı kararlar vermiştir.
Kanun koyucu bu tür tedbirin yapılabilmesine de iman tanımıştır. (2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır. Kumar, para veya maddi değeri olan bir şeyi belirsiz bir sonuca dayalı olarak riske atarak paribahis yapma veya oyun oynama eylemidir. Bir eylemin kumar olarak kabul edilebilmesi için, kazanç elde etme amacını ve bu kazancın rastlantısal faktörlere dayalı olmasını içermesi gerekir. Bu nedenle kumar, para veya mal kaybını veya kazancını içeren rastgele bir aktivite olarak tanımlanabilir. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır. MADDE 15- (1) Bu Yönetmelik Kurum yasal internet sitesinde ilan edilir ve tüm işçilere tebliğ edilerek duyurulur. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren çalışmakta olan ve işe giren her işçi bu Yönetmelik hükümlerini peşinen kabul etmiş sayılır.
İdari tedbirler ise Kanunda; mülkiyetin kamuyla geçirilmesi ve ilgili kanunda yer alan diğer tedbirler olarak tanımlanmıştır. Herkes bilmelidir ki, ceza yargılamasında “peşin gözaltı” olmaz. Bizde yakalama, çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında sulh ceza hakimliği tarafından çıkarılan yakalama emri ile hakkında yakalama emri çıkarılma veya tutuklama kararı verilme şartları oluşan ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk tarafından doğrudan kullanılabilen yetki hariç, suçüstü ile sınırlı yapılabilir. Suçüstü durumunda herkes yakalama yapabilir, ancak bu yakalama şekli abartılıp, hürriyeti tahdide ve suçüstü, yani o an işlenen veya henüz işlenmiş suç olmamasına rağmen, örneğin aranan veya arandığı zannedilen bir kişinin haksız yere yakalanmasına çevrilmemelidir. Her ne kadar İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Şener ve Şık′ın hukuka aykırı tutukluluklarına ilişkin başvurularını İHAS m.3′de düzenlenen işkence yasağına aykırı bulmasa da, esas itibariyle haksız tutuklamanın bir yandan da işkence veya insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza sayılması gerektiği tartışmasızdır. 1- Genel AçıklamaSanık hakkında müstehcenlik suçundan açılan kamu davasında Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 226. Maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “doğal olmayan yoldan” ibaresinin Anayasanın 12, 17, 20 ve 42. Maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesini … TCK m.247’nin gerekçesinde; zimmet suçunun oluşabilmesi için, suç konusu şeyin “amacı dışında kullanılması” ibaresine yer verilmiş ve “zimmete geçirme” fiilinin bu yolla gerçekleşebileceği öngörülmüştür.
No comment